SİTEDE ONLİNE KİŞİ

GÜZEL SANATLAR SERGİSİNE HOŞ GELDİNİZ...GİRMEK İSTEDİĞİNİZ SAYFAYI MENÜDEN SEÇEBİLİRSİNİZ...
   
  Minik (Şeker) Çocuklar Sergisi
  BİR SEVDA MASALI BİTTİ
 

 

 İÇİNDE Kİ SEN

Sıcak bir haziran gecesinde,
Daldı gözlerim enginlere,
Gezinirken gözlerim semalarda,
Son nefesim haykırdı,
İçim yanarken,
Zaman sana vursa da,
Buğulanır gözlerim
Hasret kokan toprağa,
Düşen bir yaprak mı özlemim?
Kim bilir, ertelenmiş işler,
Bitmemiş ümitler mi düşen?
Belki de camda ki buğuydu hayallerle öpüşen…
Gece kara giysisini giymiş.
Yine akşam olmakta.
Zeytin karası gözlerin,nerede,
O bal badem bakışların,
Hasretin katran karası.
Düştü mü gözlerine.
Ayrılığın yankısı,
Kök salar damarlarıma bu gece.
Ağlayan yakarışlarıma aldırmadan,
Tebessümle uzanıyorsun mavi semalara.
Belki de asuman da ki buluttu,
Sisli hasretle öpüşen…
Sen hasret yağan yağmurda hiç ıslandın mı?
Gözyaşlarının içine akmasını.
Yeşilin berekete susayışını,
Yaşadın mı hiç?
Özlem dolu düşler,
Karavanında ağardı saçlarım,
Ayaz mavisi gecelerin gölgesinde.
Baktım gök yüzüne göçlerin en ağır yükü,
Sevdiklerinin hasretidir bilirsin.
Ayrılığın acıdır yakan,
İnce ince esse de hasret rüzgarları,
Serinletmez yüreğimi.
Belki de yüreğimi yakan hasretin acısıydı
Hayallerle öpüşen.
08.07.2012 Gülseren Akdaş

 
 
 

KAÇ BAHAR KALDI ÖMRÜMDEN 

''Güzel olan hiç bir şey' eskimez ''
Dedi bir dostum...
İncecik bir sızı duydum, sustum.

Gözlerimi kapadı kana kana içtim kelimeleri.
Hiç biri eskimemişti, biliyor musun?
Senin, gözlerimde hiç eskimediğin gibi.
Kaç bahar kaldı ömrümden... bilmiyorum.
Uzansam sana dokunmak bir şey değil,
Sonra... korkuyorum... yalnız kalmaktan..
Korktukça kaçıyorum senden kaçabildiğim kadar,
Ne kadar uzağa kaçsam da sen
Hep yanı başımdasın,
Bende kalemi, elime alıp yazıyorum.. hiç durmadan.
Tükenmez kalemim tükeniyor...
Konuşan dilim susuyor.. sözcükler boğazımda..
Düğüm.. düğüm sen oluyorsun birden..
Anlatamıyorum.. yzamıyorum.. seni kağıtlara.
Aşk beni buldukça, yaşam aşk rengine büründükçe, 
Hasret dağlara yükleniyor... dağlar başı bulutlu dağlar.
Acı çekiyor, tel tel kopuyor hayat ellerimizden.
Uzanıyorum tutamıyorum kopan ipleri,
Bak geçmişe neredeyiz nereden geldik,
Başında mıyız...
Yoksa sonunda mıyız hayatın bilemiyorum.
Her sonbahar bitiş, her bahar bir başlangıçtır,
Her güzel şey umuda yeni bir adımdır..
Hadi sakladığımız sandıkları açalım, dök anıları...
Geçen bahar gibi umudumuza uçuralım...
Kendi gökyüzümüzde bu baharda...
İzin verelim martı seslerine... selam duralım
Çekelim içimize çiçek kokularını...
Unutma her bahar umuttur,
Ben hep umut ettim. Bak yüreğimde ebem kuşağı
Çıkıyor her renkte, seni görüyorum...
Mavi hayallerimizi ısıtacak güneş çıkıyor, 
Tut ki bu bahar da, bahar gibi bitsin,
Kaç bahar kaldıysa ömrümde...
Benim o kadar umudum var.
Unutma...

06.03.2011   Gülseren Akdaş

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
16.02.2012
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BIRAK O DÜŞÜNSÜN
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen inanıyorsan kendine.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Biliyorsan yanlış yapmadığını,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dost doğruysan özün sözün ,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dert etme....

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Her sözün ardında dur duysan,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sana oynanan oyun acıttıysa canını,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Üzülme...

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Anlatmaya çalıştın anlamadı mı?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sözün yerine özünü koydun görmedi mi?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Uğraşma....

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gün gelir anlayacaktır neler kaybettiğini.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Seni bir kere aldatır,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kendini bin kere bunu bil.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Para bulunur ,Mekan bulunur

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kırdın mı gönül tek tek terk eder,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yanında yüreğinde olanlar.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen dik dur..Özün sözün doğruysa,

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gün gelir herkes anlar.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Su da yolunu bir gün bulur.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen doğrunun yanında ol,

 
 
Eğriler doğrulamaz bunu bil.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sana yapılanlar bir gün unutulur,

 
 
Yandı mı canı anlar neleri kaybettiğini.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
Düşünme rahat ol.

 
 
Gün olur kervan döner.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
İşte o gün bırak o düşünsün...

30.05.2012
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BİR DAHA GELSEM
 
Eğer yeniden sevme şansım olsaydı.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
İkincisinde daha çok severim,

 
 
Sonsuz bir sevda isterdim,


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gönlümce yaşamaya.

 
 
Daha çok aşık olurdum inadına,


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çok az alınırdım, kırıldığım zamanlara,

 
 
Yeniden sevseydim,yalnız mutlu anlarım olurdu.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hayatı hep severek yaşardım,deli dolu…

 
 
Eğer yeniden başlayabilseydim.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
İlkbaharda , Uçurtmalarımı salardım,

 
 
Gökyüzünde özgürce uçsunlar diye.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ve sonbahar bitene kadar..

 
 
Koşardım ayaklarım çıplak.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bilinmeyen gönülleri keşfederdim

 
 
Güneşin altında sereserpe yatar.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çocuklarla yorulana kadar saklambaç oynardım.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir şansım daha olsaydı.


 
 
İnan yine seni severdim.

Eğer yeniden doğma şansım olsaydı.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yine senin çocuklarının anası olurdum.

 
 
İnan yine seni severdim doyasıya…

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
26.03.2011 Gülseren Akdaş
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SERÇELER UÇURDUM SANA
 
 
 
Serçeler uçurdum sana,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Buğulu camların ardından,
 
 
Sil camlarını , kaldır perdelerini,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Pencereni açık bırak,
 
 
Damlara sular koyuyorum .
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sende;yere düşürdüğün,
 
 
Ekmek kırıntılarını at..
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Uzat ellerini okşa biraz.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kocaman…selamlar!...gönderdim.
 
 
Minik kuşaların , kanatlarında,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir soluk kadar sıcak ve içten.
 
 
Gagalarına öpücük sıkıştırdım,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ellerini kuşlara  uzat.
 
 
Sevgimi, bıraksınlar avuçlarına.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kapat gözlerini, bir dakika,
 
 
Dinle bak ne diyecekler , ötecekler,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sana özlemlerimin şarkısını söyleyecekler,
 
 
Sende içinden geçenleri söyle,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fısılda onlara korkma!
 
 
 
 
 
 
 
Sadece kulağıma fısıldayacaklar.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Senin yüreğini!...
 
 
 
 
 
 
 
 
YÜREĞİM SENİ SEVDİ HABERİN OLMADI yazılı değil.
 
Sana uzak kentlerin birinde rastladım. 
Zamanınıda unuttum,yoksa buldum mu? 
Seni ve senli günleri hatırlattı sabah yelleri. 
İnsan her an hatırlar mı o buğulu gözleri, 
Seni seviyorum senin haberin yok, 
Bir türlü söyleyemedim, ne çok isterdim. 
Kaç defa dedim hayaline,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir sana duyuramadım ,sözcükler yarım kaldı.
Değiştirmeye çalışma beni diye,
Ben buyum işte kabul edersen,
 
 
 
Sevinçlerim oluyor ara sıra sen hiç bilmiyorsun.
Sesini duyunca bir neşe doluyor ya içime ,
Sen hep gülüyorum sanıyorsun,
Bütün sevinçlerim bittikten sonra,
Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları,
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni;
Vazgeçmek,kalbimi acıttı,her zaman ki gibi,

Değişik sanıyordum ve inan sen yinede bilmiyordun.
Ufuk çizgisi maviydi,gün batımı hep turuncu;
Ve kırmızı,pembe, beyazdı bütün karafiller
Geride bir iz bırakmam,
Senden gidersem.
Kaç defa gittim de senden habersiz,
Yine döndüm binlerce defa,
Kaç köşeyi döndüğümde karşıladım yokluğunu,
Sen gelemiyorken bana,
Ama artık alıştım bir tanem,
Gelsen nereye koyacağım ki seni,
Sensizlikle doluyken sevgi hanem,
Gerçekliğine yer yok ki,
Sen söyle burcu kokulum,
Sen ne yapardın bu durumda,
Bak gözlerimi açıyorum,
Yeni bir gün geliyor üstüme,
Sensizliği kokluyorum.
Nefes gibi çekerken seni içime,
Şimdi bunları sana  anlatsam…

 Susuyorum…..
Boş ver bilme en iyisi
19.08.2011 Gülseren AKDAŞ 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
GÖZLERİNİN ARADIĞI YALNIZ BENMİŞİM 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dün yine kimseye görünmeden,
Karlı dağların eteklerindeki sabır çiçeğine gittim.
Kar çiceği ile sohbet ettim havadan sudan,
Bana bir şeyler anlatmak istedi, kıpırdandı.
Sen gelmişsin!....
Bana senden bahsetti, ellerini anlattı.
Baktım sanki biraz büyümüşsün,
Kalktım karlarını temizledim.
Fısldadı…küçük bir sır verdi
Bakışlarında hala ben varmışım.
Bana çicekler toplamışsın,
 Gözlerinin renginde,
Sabır çiceğiyle sohbet ettik,
Havadan sudan.
Senden, gözlerinde, bahsetti hiç durmadan,
Biraz susup yüreğini dinledim.
Ne çok şey saklamışsın bunca sene.
Her gelen sana açmış yüreğini,
Sevdalarını anlatmış,acılarını paylaşmış,
Sende sessiz sessiz dinlemişsin.
Hep içine atmışsın ıssız sevgileri.
Anlatırken ne çok terledi yaprakların.
Bunlar kavuşmadığını bildiğin sevgiler mi?
Onlar için mi döktün gözyaşlarını?
Her yanını hüzün sarmış,sevdim okşadım.
Fısıldadım;ben de unutmadım …
Anılar içimde  unutamadığım birer sızı,
Sevdim yapraklarını, usulca okşadım.
Gözyaşlarımı sakladım,içime akıttım.
Sanki yürüyorum hasretin üstüne.
Yüreğim güneşin sıcaklığında,
Buharlaşan çiğ tanesi gibi,
Eriyor yok oluyordu…
Damarlarımda arzunun sıcaklığı...
Her gün resmini çizdiğim gözlerin.
Fısıldadı……..
Arada bir geliyor….sende okşuyormuşsun.
Birlikte dalıyormuşsunuz.
Vadiye ….doğru.
Gözlerinde keder varmış…
Gözlerimin aradığı yalnız benmişim

 
 
 
 
 
 
 
24.08.2011 Gülseren Akdaş




YİNE DÜŞLERİME DOĞAR MISIN

Buğday başaklarının arasında yürüyorum. 
Alnımda boncuk boncuk biriken terler, 
Ölüme inat yansıdı güneşte, 
Elini suya daldırırcasına götürdü alnına, 
Derin bir serinlik hissetti  avucların da, 
Güneş, mercek gibi yakıyordu sarı saçlarına. 
Gözlerin çorak çölün,ıslanmış kum tanecikleriydi. 
Islak tanecikleri yalnızlığımla sildim de geldim. 
Dünya seni haykırdı, şehir de yorgun,yüreğimde. 
Her uyanışın yeni bir doğuş olduğu bilmeden, 
Her ayrılıkta ölen biz olacağız, gömülen başka. 
Bu şiirin ne güzel yerinde, beni bırakıp gitmek olmaz, 
Ben, karanfiller bırakmalıyım koynuna.  
Sen yere düşen bir papatyayı iliştirmelisin saçlarıma, 
Hafif bir tebessüm, bir gülümseme neyime yetmez, 
Güneşim batıyor,gözlerim kapanıyor,gün solmak da, 
Aralık bıraktığım kapıdan yine düşlerime doğar mısın? 
Yüreğime doğdu, yüreğin bir şafak vakti. 
Mavinin coşkusu, turuncunun masumiyeti! 
Güneş senin için doğdu,kuşlar havalandı, 
Bulutlar raks etti, rüzgar aşka geldi, 
Bal rengi gözlerine takılı kaldım, 
Kıştan kalma is kokulu bir günün sabahında. 
Masum gelinciğin yaprağında çiğ kadar yalnız, 
Bahar dalı kokularını içine çekerek gelecek düşleri , 
Yüreği dalından kopacak bir yaprak gibi, 
Günün rengi geceye dönmüş hep, 
Buz tutmuş yüreği yavaş yavaş ısınmaya yüz tutmuş, 
Yüreğimde yeşerttiğim umut dolu şarkıları, 
Göçebe yaşadığım hayatın rüzgarı ile, 
 Yine düşlerime doğar mısın?   
18.02.2012
 
 
 
 
 
 
 
 
Sevdası kanatlarında!
 
 
 
 
 
 
 
17.02.2012

 
 
 
 
 
 
 
 
 
SEN YÜREĞİME DOKUNDUN  
 
 

 Biliyor musun, ben o yadellerdeyim.. 
 
 
 
 
 
 
 
Camı açıp da baktın ya dışarı,
 
 
 
 
 
 
 
 
Tenimi okşayan yellerdeyim.
 
 
 
 
 
 
Cıvıldaşan kuşlarda, şakıyan bülbüllerdeyim.
 
 
 
 
 
 
 
 
Öyle bir günün akşamındayım şimdi,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Karanlıklarda,sessiz yağan kar taneleri gibi,
 
 
 
 
 
 
 
Gök yüzünden avuçlarına dökülüyorum.
 
 
 
Hissedersin ama göremezsin beni!
 
 
 
 
 
 
 
Sen yüreğime dokundun,
 
 
 
Tut ellerimi,kaldır gözlerini,
 
Ellerinle dokuna bilirsin yüreğime,
 
Hissedersin titreyen yüreğimi! 
 
Saman gibi savrulmuş hayatımda, 
Gökyüzünün yamaçlarında yüreğimin sızısı. 
Sen yüreğime dokundun,bir kurşun gibi sevdam. 
Bir serçenin çırpınışına dönüverdi yüreğim. 
Ilık bahar sabahlarında ,değdi çiğ taneleri, 
Kuşlar göç ederken gagalarında sevda türkülerini. 
Gök yüzünün semalarından yuvarladılar, 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen yüreğime dokundun ya,acıyla titredi yüreğim,   




SEN YÜREĞİME DOKUNDUN
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
17.02.2012
 
Biliyor musun, ben o yadellerdeyim, 
Camı açıp da baktın ya dışarı, 
Tenimi okşayan yellerdeyim. 
Cıvıldaşan kuşlarda, şakıyan bülbüllerdeyim. 
Öyle bir günün akşamındayım şimdi, 
Karanlıklarda,sessiz yağan kar taneleri gibi, 
Gök yüzünden avuçlarına dökülüyorum. 
Hissedersin ama göremezsin beni! 
Sen yüreğime dokundun, 
Tut ellerimi,kaldır gözlerini, 
Ellerinle dokuna bilirsin yüreğime, 
Hissedersin titreyen yüreğimi! 
Saman gibi savrulmuş hayatımda, 
Gökyüzünün yamaçlarında yüreğimin sızısı. 
Sen yüreğime dokundun,bir kurşun gibi sevdam. 
Bir serçenin çırpınışına dönüverdi yüreğim. 
Ilık bahar sabahlarında ,değdi çiğ taneleri, 
Kuşlar göç ederken gagalarında sevda türkülerini. 
Gök yüzünün semalarından yuvarladılar, 
Sen yüreğime dokundun ya,acıyla titredi yüreği

 





SENİ ÇİZMELİYİM   

Seni çizmeliyim gözlerim kapalı,
Çizerken seni hafiften bir fon müziği çalmalı,
Seni çizmek kolay mı sanıyorsun.
Kalemim kayarken kağıdın üstünden,
Bir gülüş yayılmalı dudağımdan.
Yüzüne değen saç telleri,
Sonbaharın savurduğu yapraklar gibi,
Seni çizerken tek dokunuşla dağılmalı,
Hiç kimse görmemeli seni içinde ,
Her bakan bir şeyler bulmalı senden,
Öyle bir çizmeliyim ki nakış nakış işlemeliyim,
Önce gözleri çizmeliyim,o bahar gözlerini,
Sonra sonsuz bakışların ummanları andıran,
Ellerini çizmeliyim, her dokunduğunda,
Sımsıcak bahar akşamlarının yeli,
Seni çizmeliyim, gözlerim kapalı,
Saçlarında gökkuşağının yedi rengi pırıldamalı,
Kumsaldaki renkli çakıl taşlarımdın!
Kalemim, ilhamım sen değil miydin?
Gelincik çiçeği gibi açmalı dudakların,
En çok da yüreğini çizmeliyim senin
İnce bir sızıydı oysa yüreğim,göremediğin kadar.
Sevgiye adanmış bir ömrün son çizgilerisin.
 

 

 

 

 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
YÜREĞİMİN SESİ ÇIĞLIĞINA KARIŞTI (YAZILI DEĞİL
 
 
 

Bir şeyler yazdı, yüreğim yüreğine
Bin ah işitti yüreğim yüreğinden
Yüreğimin sesi yüreğinin çığlıklarına karıştı.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yardımıma kağıt kalem yetişti.
 
 
Dilim lal oldu,kelimeler anlamsız.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yüreğimin sesi yüreğine ulaştı mı?
 
 
Yüreğim koşmak istedi, yüreğine,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ilık yağmurların gökten boşalması gibi.
 
 
Aktı gözyaşlarım, tadı kehremsi dudağımda,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Koşup da sarılmak geldi içimden sımsıcacık.
 
 
Sustukça çoğaldı içimde suskun sevgilerim,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen suskunluklara gebe olmuşken,
 
 
Kayboldu ya ne çare seni bulmaktan vazgeçti.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ulaştı da anlamadın mı?
 
 
Kuşun çırpınışı, havada süzülüşü,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Acıyı ,sevinci,mutluluğa hüznü gibi,
 
 
Kilitledin yüreğini bak nasıl çırpınıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sahillerde dolaştım,denize feryat ettim,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sen duymayasın, her şey silindi, anılarda kaldı,
 
 
Gel yinede yoldaş olsun,güneşim yüreğine,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sil çığlıklarını, dilimin ucunda şarkısın sen.
 
 
Bitmeyecek olan bir aşksın yüreğimde,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sil çığlıklarını, yüreğimden yüreğine ,
 
 
Gelen mutluluk ol,sevda bahçelerimde.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
22.02.2012
 
 
 


BEYAZ GÜVERCİNİM
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gökyüzünü süsleyen bulut gibisin,
 
 
Elime aldığımda,çırpınan yüreksin,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ürkek,çoşkulu,özgür,masum,
 
 
Beyaz güvercinimsin…
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sana sevdalar büyütüyorum içimde,
 
 
Denizle dertleşiyorum, dalgalar duysun diye,
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yüreğimi sensiz, sensizliğe mahkum ettim.
 
 
 Bakışlarında eridim, beyaz kanatlım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Seni yazdım bir kuşun kanadına,
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bazen de martıların çığlığında haykırdım,  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Duydun mu?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÇAMURDANDI OYUNCAKLARIMI

 

 

 

 

 

Geçmişi düşündüm de birden;
 
 

Çocukların oyuncakla dolu dünyasında,

 

Ne Barbie bebeklerim oldu,

Ne de logolarım,ne yap bozlarım,

Ne atarı oynadık, nede bilgisayardakileri,

Biz köy çocuğuyduk…

Dünyanın en şanslı çocuklarından biri.

Toprağa bulanarak çamurdan oyuncaklar.

Geçti çocukluğum çamura belenerek,

Hayallerimiz belirlerdi değerini,

Elbette ki paha biçilemezdi değerime,

Ben hiç;

‘’Baba bana oyuncak al’ diye ağlamadım

Hiç arkadaşımın oyuncağını kıskanmadım,

Nede olsa çamurdandı oyuncaklarımız,

Beğenmedik mi bozar yeniden yapardık,

Öyle çeşitliydi ki oyunlarımız.

Saklambaç,birdirbir,köşe kapmaca,

Uzun eşek, yakalamaca, istop,

Aç kapıyı bezirgan başı, evcilik,

Hep insan odaklıydı oyunlar,

Şimdinin çocukları adını bile bilmez,

Biz hiç yalnız kalmadık, biliyor musunuz?

Oyun parklarımızda yoktu.

Ama oyun bahçesiydi köyümüz,

Kimi zaman yeni yolda

Bazen dereler de,kimi taşlıkta,

Yüreklerimiz apaydınlıktı, sevgi dolu.

Kutulara hapsedilmemişti henüz hayatlarımız.

Hiç masal kitabım olmadı benim,

Bütün bunları yeniden yaşama sansın olsa,

Aynı yolları yürüyeceğim biliyor musunuz?

Geçmiş yüreğime bu gülümsemeyi yerleştiren.

Koşup güvenli kollarına sığınsam, saklansam,

Çocukluğumun masumiyetine sarılsam.

Özü hatırlar ve her seferinde yeniden doğarım.

Düşündükçe bu günü, şükranla anarım dünü,

Ne güzelmiş, sanal değil de gerçek hayatı yaşamak,

İçimde büyüttüğüm çocuğa sarıldım dün gece.

 

23.02.2012

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 




İKİNCİ BAHARI YAŞARKEN RUHUM

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İkinci baharı yaşıyor ruhum. 

Kimsenin bilmediği,görmediği. 

Daldan düşerken yaprağın titremesi, 

Kemanın notaları çalarken telin inlemesi gibi. 

Aşk rüzgarları,serin esiyor yorgun yüreğimde. 

Ellerim uzanıyor, var mı tutunacak bir dal? 

Yüreğinin yanına koyuyorum yüreğimi. 

Gözlerinin kıyısında dolanıyorum, serserice. 

Kızıl güller ekiyorum gamzelerine, 

Adına gönlümün çiçeği dediğim yar, 

Yar! yar! diye dolandım sensiz sokaklarda. 

Bazen dağların doruğunda,bazen. 

Hırçın dalgaların sessizliğinde, enginlere inat. 

Kimi, zaman sevdaya dokunup,gönülleri şenlendiriyor. 

Çoğu zaman da hüzne banıp,gözleri nemlendiriyor, 

Bir bakarsın beyaz bir güvercinin kanadında, 

Melekler sevgi için çırpar kanatlarını, 

Ben ikinci baharı yaşarım, yorgun ruhumda. 

Özlemi hasreti şiirlerde dillendiririm de. 

Küllerinden yenide doğmayı beklerken. 

Rüzgar savurur, küllerimi dağların ardına. 

Gel dokun ruhuma,ikinci baharı yaşarken,
 
Çiğ tanesi değmiş, gül yanaklarından… 

Saçların dolanmış, beyaz gerdanına, 

Rüzgar sen gibi değiyor tenime. 

Gözlerin kalacak gözlerimde, unut desem de… 

Bu gün gönlüme sen yağıyor,hasretin üstüne. 

Hasretin doğuyor sabahıma yüreğini öpüyorum. . 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

26.02.2012

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 





İKİNCİ BAHARI YAŞARKEN RUHUM

 

 

 

 

 

 

 

İkinci baharı yaşıyor ruhum. 

Kimsenin bilmediği,görmediği. 

Daldan düşerken yaprağın titremesi, 

Kemanın notaları çalarken telin inlemesi gibi. 

Aşk rüzgarları,serin esiyor yorgun yüreğimde. 

Ellerim uzanıyor, var mı tutunacak bir dal? 

Yüreğinin yanına koyuyorum yüreğimi. 

Gözlerinin kıyısında dolanıyorum, serserice. 

Kızıl güller ekiyorum gamzelerine, 

Adına gönlümün çiçeği dediğim yar, 

Yar! yar! diye dolandım sensiz sokaklarda. 

Bazen dağların doruğunda,bazen. 

Hırçın dalgaların sessizliğinde, enginlere inat. 

Kimi, zaman sevdaya dokunup,gönülleri şenlendiriyor. 

Çoğu zaman da hüzne banıp,gözleri nemlendiriyor, 

Bir bakarsın beyaz bir güvercinin kanadında, 

Melekler sevgi için çırpar kanatlarını, 

Ben ikinci baharı yaşarım, yorgun ruhumda. 

Özlemi hasreti şiirlerde dillendiririm de. 

Küllerinden yenide doğmayı beklerken. 

Rüzgar savurur, küllerimi dağların ardına. 

Gel dokun ruhuma,ikinci baharı yaşarken, 

Çiğ tanesi değmiş, gül yanaklarından… 

Saçların dolanmış, beyaz gerdanına, 

Rüzgar sen gibi değiyor tenime. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gözlerin kalacak gözlerimde, unut desem de… 

Bu gün gönlüme sen yağıyor,hasretin üstüne. 

Hasretin doğuyor sabahıma yüreğini öpüyorum.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

26.02.2012

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AŞK DÜŞÜRDÜ GÖNLÜME

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yüreğimde sevdam bakışlarımda  sen
Hatırlamıyorum senden öncesini.
Senin her  gülüşünden,
Her hüzün damlasından,
Mutluluk dalgaları yarattım gözlerime,
Sonra estin yüreğimde elif elif,
Senin kirpiklerinden akan çiğ taneleri gibi.
Gözlerimden gözlerine baktığım da.
Parlayan zeytin karası gözlerin.

Kalbimde sevda umutları,
Al al olmuş yanaklarınla,
Leylayı andıran endamınla,
Kim bilir kaç kez sevdaya düştü,
Şiir yüreğinde ,aşk şiirleri okurken dilin.
Nazlı bakışlarında yüreğim kaldı.
Bakışların uzakta  olsa da,
Rengine vuruldun aşkı içer gibi,
Yudum yudum içtim yüreğini.
Ortasına koydum yüreğini yüreğimin.
Çağlayan sevdam yakarken beni,
İçim titremekte yüreğim üşümekte,
Gece mi gözlerinle aydınlat.
Yaprak aralarında uyut,
Cümlelerle sarıl,hecelerle ninniler söyle,
Cama düşmüş güneş gibi,
Aşk düşürdün gönlüme.












 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 




BİR SEVDA MASALI BİTTİ

Ne zordur ayrılığı bilmeyene anlatmak
Rüzgârlı tepelerden geçerken,

Adını yüreğine çizmek, ayrılığın

Mavisi olmayan gökyüzü veya deniz

Nasıl çizilir hissetmeden yaşamak.

Ayın ışığında yakamozlanmayan su,

Gözleri buğulu bakarken bulutlar,

Sevmek kadar ayrılıkta yürek ister.

İstese de kolayına gidemez insan gidilmiyor,

Güneş bile çıkmakla çıkmamakta kararsız.

Bir türlü kuşanamaz rengini,

Aramızda solan gülün minesi nasıl parlar,

Sevmekten usanmayan kalp… ah ayrılık,

Bilmem kimin yüreğinden çözüldü düğüm,

Nasıl bırakılacak eldeki hatıralar,

Söz kalmamış, yüreğine tünen acıdan başka,

Bir fincan kahve hatırında değil mi?

Her dudağıma deydiğinde acısı buruk,

Tadı anılardan bin bir parça.

Dünya kadar hiçlik, yokluk, acı yara bere,

Kırılacak ne kaldı ki içimizde.

Yüreğime saplanan kurşun hançerden başka,

Bitti mi masal…  masal da bitti mi?

Beraber yürürken iz bırakmayan yalnızlıklar,
Çoğalarak dağlıyor yüreğini, yol gözlüyor bir yerde.

Kuytuda yanık bir hava dönüp duruyor.

Ayrılık vurup, yıkanıp hazırlanıyor yola,

Hava da kalan verilen sözler edilen yeminler,

Dört mevsimi bulamadı gümüş yılında karardı.

Yaşanmışlıkların en güzelini alıp çıkıp gitti.
Sustu yüreğim sustu… aşkın son yemini

Sevinçle gelinen yollardan nasıl dönülecek,

Her yer can kırıkları, can kırıkları her yerde.

 21.04.2012Gülseren Akdaş

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

CAM DA Kİ BUĞUYDU HASRET
 
Sıcak bir haziran gecesinde,

Daldı gözlerim enginlere,

Gezinirken gözlerim semalarda,

Son nefesim haykırdı,

İçim yanarken,

 Zaman sana vursa da,

 Buğulanır gözlerim,

Hasret kokan toprağa,

Düşen bir yaprak mı özlemim?

Kim bilir, ertelenmiş işler,

Bitmemiş ümitler mi düşen?

Belki de camda ki buğuydu hayallerle öpüşen…

Gece kara giysisini giymiş.

Yine akşam olmakta.

Zeytin karası gözlerin,nerede,

O bal badem bakışların,

Hasretin katran karası.

Düştü mü gözlerine.

Ayrılığın yankısı,

Kök salar damarlarıma bu gece.

Ağlayan yakarışlarıma aldırmadan,

Tebessümle uzanıyorsun mavi semalara.

Belki de asuman da ki buluttu,

Sisli hasretle öpüşen…

Sen hasret yağan yağmurda hiç ıslandın mı?

Gözyaşlarının içine akmasını.

Yeşilin berekete susayışını,

Yaşadın mı hiç?

Özlem dolu düşler,

Karavanında ağardı  saçlarım,

Ayaz mavisi gecelerin gölgesinde.

Baktım gök yüzüne göçlerin en ağır yükü,

Sevdiklerinin hasretidir bilirsin.

Ayrılığın acıdır yakan,

İnce ince esse de hasret rüzgarları,

Serinletmez yüreğimi.

Belki de yüreğimi yakan hasretin acısıydı,

Cam da ki buğuyla öpüşen.

 

 

 

08.07.2012 Gülseren Akdaş
 
 

 

 

 


 

 


 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol